Sinan Canan’ın üç kitaplık İnsanın Fabrika Ayarları serisinin ilk kitabı hareket ve beslenme çerçevesinde bedenimize odaklanıyor.

Yazarın kitap boyunca savunduğu ana tez evrim sürecinin yüz binlerce yıllık sürelerde gerçekleştiği, bu yüzden bedenimizin günümüz koşullarına değil, atalarımızın doğada yaşadığı ortama uygun tasarlandığı, ve bizim de fabrika ayarlarımız ( atalarımızın yaşam biçimi) doğrultusunda yaşamamızın faydalı olacağı şeklinde.

Yer yer gereğinden fazla biyolojik detaya girerek bir ders kitabına dönüşme eğilimi gösterse de kitap kendini okutuyor. Bir yandan bu kadar bilimsel konulara değinmesine rağmen bir yandan da çoğu Türkçe kitap gibi çok kısıtlı bir kaynakça içeriyor. Bu da kitabın bilimsel araştırma sonuçlarından çok yazarın subjektif görüşlerini sunduğunu düşündürüyor.

Kitapta altını çizdiğim kısımlar şöyle:

Hareket

  • Bedensel hareketi ve egzersizi yaratıcı işlerle bağlantılı aktivitelerle birleştirdiğimiz takdirde, bedensel hareket bizim için çok daha doyurucu nitelik kazanacaktır: İş toplantılarını yürüyerek yapabilirsiniz. (Bunu Facebookta yapıyorduk ve çok keyifli oluyordu)
  • High Intensity Intermitten Training (HIIT): 4 ile 6 dakika arasında azami hareket ve güç kullanılarak yapılan yoğun egzersiz etaplarının arasında yaklaşık 4 dakikalık dinlenme yahut hafif yürüyüş gibi kişiyi zorlamayan hafif egzersiz aralıkları veriliyor. Saatlerce sabit hızda koşu yapmaktansa bu tip deparlı egzersizler bedenimize daha çok fayda sağlıyor. (Çünkü atalarımızın hareket etme biçimi ile örtüşüyor)
  • Günlük yürüyüşler, bağ-bahçe işleri orta düzeyli ağırlık kaldırışlar ve esneme çalışmaları tavsiye edilen orta düzey egzersiz konusunda en verimli örneklerdir.
  • Yoga, pilates, planking ve binicilik gibi izometrik kasılma egzersizler bedenimiz için daha iyi

Beslenme

  • Besinleri az, çeşitli ve aralıklı şekilde tüketmemiz gerekiyor. Fabrika ayarlarımız bu şekilde yapılandırılmış.
  • Vegan beslenme yerine ben bir insan fizyolojisi uzmanı olarak, arada bir vegan, arada bir vejataryen, arada da normal beslenme şeklinde periyodik olmayan bir yaşam tarzı geliştirmeyi öneririm. Zira arada bir bedeni şaşırtmak ve alıştığı besinlerden mahrum ederek yeni durumlarla tanıştırmak sağlıklı ve zinde kalmak için iyi bir taktiktir.
  • High Fat Low Carb Diet: İlk hafta içinde aşırı açlık nöbetleri, fazla sinirlilik, baş ağrısı ve çeşitli aşırı duyarlılık tepkileri gibi durumların ortaya çıkması sıklıkla görülebilir. Bunların süresi genellikle on günlük bir dönemi geçmez. Bu dönemde biraz daha tuzlu yemek faydalı olur.
  • Ben ekmek yemeden doymam şeklinde ifade edilen his, ekmekteki karbonhidrat içeriğine karşı olan bağımlılığımızın açık bir ifadesi.
  • İşlenmiş gıdalar ile şeker ve karbonhidratlar, beyinde bol miktarda dopamin salgılanmasına neden olur. Birkaç gün boyunca bu gibi besinleri diyetimizden çıkartabilirsek, dopamin düzeyi hızlı bir şekilde normale döner.
  • Tam olarak acıkmadan yemeyin.
  • Tatlılar besin değil haz nesnesidir, mümkün mertebe uzak durun.
  • Meyvelerin çoğu fazla, hatta aşırı şeker içermektedir.
  • Ev yapımı yoğurt, doğal sirke, kemik suyu, paça çorbası, fermante turşu gibi probiyotik gıdaları sofranızdan eksik etmeyin.
  • Bedenimiz doğal tereyağını, zeytinyağını, hindistan cevizi ve avokado gibi gıdaların yağlarını, havranların iç yağlarını, balık yağlarını ve kuruyemişlerde bulunan yağları kullanıp kendisi için faydaya dönüştürebilmektedir. Margarin, ay çiçeği yağı gibi yağlar bedenimiz tarafından pek iyi karşılanmaz.
  • Normalde haftada bir kez kırmızı et yemek yeterlidir. Balık ve deniz ürünleri ise biraz daha sık tüketilmelidir.

Genel

  • Etrafımızdaki insanlara baktığımızda az düşünüp hemen faaliyete geçenlerin, hemen denemeye başlayanların genellikle daha başarılı olduğunu, daha hızlı mesafe aldıklarını fark ederiz. Çünkü tabiatın da temel usulü deneme-yanılma yöntemidir. Yani mükemmelini yapacağım diye sürekli düşünüp hiç faaliyete geçemeden nice fırsatlar, hatta ömürler kaçıran insanlar çoktur. O yüzden bir yerden başlayıp yapmak başarmanın en önemli şartıdır.
  • Cesaret, korkulara rağmen bir harekette bulunmayı, bir davranış göstermeyi tercih edebilmek anlamına gelir. (Cesaret korkmamak demek değildir)
  • Bedenin zihni, zihnin de bedeni kontrol ettiğini biliyoruz.
  • Bedeninizi arada bir şaşırtmayı unutmayın.
  • İlaçla tedavi edilebilen kronik hiçbir hastalık yoktur. Bir başka deyişle, modern tıpta henüz kronik hiçbir hastalığın tedavisi yoktur. İlaçla tedavi edilebilen hastalıklar zaten grip gibi geçici olan hastalıklardır.